Bir hikâye anlatmak istiyorum sana… Çünkü bazen kelimeler, sadece anlamını değil, hissini de paylaşmak ister.
Ortak Etmek Ne Demek?
O sabah, Defne kahvesini yudumlarken pencereden dışarı baktı. Gökyüzü griydi ama içi daha da pusluydu. Günlerdir içinde taşıdığı düşünceler, bir bulut gibi ağırlaşıyordu. Yanında oturan Ali ise sessizdi; bir planın içinde kaybolmuş gibiydi.
Defne, sessizliği bozdu:
— “Ali, sence birine bir şeyi ortak etmek ne demek?”
Ali düşündü. Her zamanki gibi, sorunun çözümünü bulmak için değil, cevabını hesaplamak için baktı ona.
— “Yani, paylaşmak diyebiliriz sanırım. Bir şeyin sorumluluğunu ya da kararını birlikte almak.”
Defne gülümsedi ama o gülümsemenin içinde bir hüzün gizliydi.
— “Benim için biraz daha farklı,” dedi. “Ortak etmek… Kalbini, korkunu, hayalini paylaşmak gibi. Yani sadece aklı değil, duyguyu da içine katmak.”
İki Farklı Bakış, Bir Ortak Nokta
Ali, çözüm odaklı bir adamdı. Hayat onun için bir strateji oyunuydu; her hamle dikkatle düşünülmeliydi.
Defne ise kalpten konuşurdu; sezgileriyle yön bulur, duygularıyla karar verirdi.
Birlikte bir iş kurmuşlardı ama mesele sadece iş değildi. “Ortak etmek” onlar için artık bir yaşam biçimine dönüşmüştü.
Bir proje toplantısında Ali detayları anlatırken Defne, masadaki sessiz gerginliği fark etti. Ekibin moralinin düşük olduğunu hissetti. Ali sunumun sonunda başarı oranlarını anlatırken, Defne araya girdi:
— “Arkadaşlar, her şey planladığımız gibi gitmeyebilir. Ama biz birlikteyiz, değil mi? Sadece başarıda değil, endişede de ortağız.”
O an ekipteki herkesin yüzünde bir yumuşama oldu. Ali fark etti ki, strateji planı kadar empati de yön verir bazen.
Defne ise anladı ki, kalpten paylaşım kadar, akılcı plan da güven verir.
Ortak Etmek: Sadece Paylaşmak Değil, Birleşmek
Ortak etmek, aslında bir eşyayı ya da kararı paylaşmaktan çok daha fazlasıdır.
Birinin düşüncesine, duygusuna, hayaline yer açmaktır.
Kimi zaman iki farklı dünya birleşir, kimi zaman da aynı kelime farklı anlam taşır. Ama esas olan, “seninle varım” diyebilmektir.
Ali ve Defne zamanla anladı ki, biri stratejiyi, diğeri sezgiyi kattığında; biri aklı, diğeri kalbi koyduğunda asıl ortaklık o zaman başlıyor.
Birlikte Olmanın Sessiz Gücü
Bir akşam Defne, çalışma masasının üstüne küçük bir not bıraktı:
“Birlikte düşünmek, birlikte hissetmekten geçiyor.”
Ali o notu eline aldığında, tüm planların, tabloların, hedeflerin ardındaki gerçeği anladı.
Ortak etmek, yalnızca işi değil, yolu da paylaşmaktı.
Bazen bir fikri, bazen bir hayali… Ama en çok da bir duyguyu.
Son Söz: Ortak Etmek Hayatın En Güzel Cümlesi
“Ortak etmek ne demek?” sorusunun cevabı belki de şudur:
Birlikte yürürken, birbirinin gölgesinde değil; yanında yürümek.
Bir fikri sahiplenirken, “ben yaptım” dememek.
Bir duyguyu taşırken, “biz hissettik” diyebilmek.
Ali ve Defne’nin hikâyesi, belki de hepimizin içindeki o dengeyi hatırlatıyor:
Aklı duyguyla, planı empatiyle, yalnızlığı paylaşmayla dengelemek.
Çünkü birini hayatına “ortak etmek”, sadece paylaşmak değil; birlikte tamamlanmaktır.